gamete(Y)
Eş, karı ya da kocadan biri; eşey hücresi, yumurta ya da sperm, anofelin bağırsağındaki sıtma asalağı.
Eş, karı ya da kocadan biri; eşey hücresi, yumurta ya da sperm, anofelin bağırsağındaki sıtma asalağı.
Sıtma gibi aralıklı ateş nöbetleri (eski)
Isı geçirme, derin dokuları ısıtma tekniği.
Sıtma, frengi vb tüm sistemleri tutma eğilimi olan hastalıklarda görülen deri renk değişiklikleri
Bir nesnenin görüntüsünü kâğı üzerine yansıtmaya yarayan araç.
Birbirini izliyormuşçasına kısa aralıklarla nöbederi tekrarlayan ve bu nedenle sürekli nöbet varmış gibi değerlendirilebilen sıtma.
Kötücül üçüncül sıtmada görülen kor-püsküler parça; içmek anlamına gelen Latince sözcük (bibe).
Sıtmaya karşı kullanılan.
Sıtmaya karşı kullanılan ilaç, sıtma ilacı.
Beyaz renkte oluş, ağarmış olma, ağarma durumu, aklık; yeryüzünün güneş ışığını yansıtma yüzdesi.