excelsus, -a, -um
Yüksek.
Yüksek.
Giderek ülserleşen.
İstisna, ayrıklık; sınırlılık, kısıtlılık.
Elekten geçitmeki, ayırmak, ortaya çıkarmak; parçalamak, kısımlara ayırmak.
Tahrip etme, yıkma (kesip çıkarma).
Uyandırmak, uyarmak.
Uyarma, uyarılma.
Uyarıcı.
Kabuğu çıkarılmış.
bk. excrement.