klao (Y)
Kırık.
Kırık.
Bir şeyden kırılıp ayrılan parça, kısım, kırık parça.
Kırık, parçalanmak, parçalara aytılmak.
Kırık kemik uçlarının sürtünme sesi.
Sertleşme, nasır; kırık iyileşme dokusu; zedelenmeler sonucu ortaya çıkan ince duvarh parankima dokusu.
Doğmahk kol eğriliği, kolda eğrilik; kırıktan sonra kolda eğrilik kalması.
Köprücük kemiği kırıklarında sırta uygulanan atel.
Parmak kırıklarına traksiyon uygulamak için tel ve lastikten yapılmış atel.
Hıçkırık.
Ayak bileğinin hemen üstünde, hem tibia, hem de fibula’yı etkileyen, sık görülen kırık.