serosus, -a, -um(L)

Dikmek, ekmek; bağlamak, demet yapmak; çok geç saat, geç, gecenin geç saatlerinde, geç saatlerde; peyniraltı suyu, kesilmiş süt suyu; serumla ilgili, serum gibi, seröz, serumca zengin.

sphen- (Y)

Kama, takoz; kama, takoz, çivi biçimli, oduncu kaması anlamı veren, sfenoid kemikle ilişki gösteren önek.